6 Nisan 2016 Çarşamba

Balkon Sefası

Bir de bakıyorum ki gecenin sahura kalkma vaktinde balkonda otururken buluyorum kendimi. Ayaklarım çıplak. Üzerimde birkaç beden büyük bir gömlek. Altımda açık renkli koltuklara leke bırakan koyu renkli bir pantolon. Sormayın gecenin bu saatinde ayakların olması gerektiği gibi çıplakken üzerinde gömlek ve altında pantolonla neden balkondasın diye...

Derin bir nefes çekerek gecenin sonsuzluğu içinde düşünmeye çalışıyorum kendimce. Ortam karanlık ve sessizlikten farkına vardığım sol kulağımın çınlaması beni rahatsız etmeye başlıyor. Sağ yanağımı yukarı doğru kaldırıp gözlerimi kısarak canım yanıyormuş gibi yapıyorum. Canımın yanmayıp da yanıyormuş gibi olduğunu kime ispat ettiğimi düşünüyorum. Sahi burada benden başka kim var? İçimden bir ses benim de burada olmadığımı söylüyor ama bu konuya şimdilik girmek istemiyorum.

Şimdiyse çıplak ayaklarımın üşüdüğünü fark ediyorum. Ama gidip de ne çoraplarımı giyiyorum ne de ayaklarımın üşümesini engellemek için bir çözüm bulmaya çalışıyorum. Zaten çok kısa sürede, belki de on saniye sonra ayaklarımın üşüdüğünü unutuyorum. Hava bu kadar soğukken rüzgar neden esmiyor diye düşünmeye başlıyorum. Kendi kendime bunun ne gibi sebepleri olabilir ki diye bir hava olayları uzmanı edasıyla yorumlar yapıyorum. Fırtına öncesi sessizlik mi bu acaba diye aklıma saçma cümleler getiriyorum. Sonra yorumlar yaparken, konu konuyu açıyorken birden etrafımda zaten hali hazırda bulunan fırtınaları hatırlıyorum. Sevdiklerimin kalplerinde bulunan fırtınalar dikkatimi çekiyor. Yıkılan hayaller, kaybolan ve geri gelmeyecek sevinçler, terk edilen ümitler... Ve sonrasında fırtınanın yerini asla orayı terk etmeyecek olan buzdağlarına bıraktığını fark ediyorum. O an sanki dağlar kadar kuvvetlenmiş biri olarak yumruğumu sıkıyor ve bir darbede bütün bu buzdağlarını yıkabileceğimi düşlüyorum. Ve bunu düşlemekle kendi kendime övünmeye çalışıyorum. Yine hayal kurarak bütün sevdiklerinin dertlerini çözmeye çalıştın diyorum kendime. Konunun içine kendimi katarak konunun dışına çıktığımın farkına varıyorum, bu yüzden bu konuyu burada kapatıyorum.

Burada bu soğuk balkonda bütün kontrol bende. Şimdi bir sigara yakmayı hak ettiğimi ve kendimi hiçbir sebep yokken ödüllendirmem gerektiğini emrediyorum kendime. Emre itaat ediyor ve bir dumanı boğazlarımda hissedecek ölçüde ağırca içime çekiyorum. Sigaranın dumanıyla birlikte gecenin bütün aksak hatıraları da içime hücum ediyor. Duman ciğerime gidiyor da hatıraların nerelere uğrayacağını kestiremiyorum. Fonda bir işkence uğultusu da çalmaya başlıyor. O an zannediyorum ki benimle birlikte bütün sokak köpekleri fonda çalan bu uğultuyu dinliyorlar. Halime üzülüp ulumalarını bekliyorum ama ulumuyorlar. Bu duruma çok üzülüyorum. Sigaranın boğazımı yaktığını fark ediyorum. Öksürmekten çekiniyorum, uyuyanları rahatsız etmemek için. Uyuyanları düşünüyorum sonra. Ve kendimi. Herkes uyurken ben neden uyumuyorum. Ve herkes uyumuyorken ben neden uyuyorum?

Sanırım uykuyla alakalı soruların sonu gelmeyecek. Tam bunları düşünürken bir rüzgar esecek gibi oluyor. Esmesini o kadar çok yürekten istiyorum ki, rüzgarın ilk oluştuğu yere giderek arkasından daha kuvvetli esmesini sağlamak için destek verebileceğimi planlıyorum aynı zamanda. Çünkü bu rüzgar sayesinde bu gecenin sona ereceğini hesaplıyor ve bütün umudumu bu rüzgara feda ediyorum. Bir yandan da üşümeye başlıyorum. Sonra birden neden bunları düşündüğümü anımsıyorum. Bir boşunalık sendromu başlıyor hemen o anda. Kime ne faydası var düşündüklerinin diyorum, gecenin bu saatinde balkona çıkarsan böyle saçmalarsın diye kızıyorum yine kendime.

Bu gecelik benim için balkon sefası bu kadar. Buz dağlarıyla döşenmiş bağları olan kalplerin ısınması için bir çözüm bulamadım ne yazık ki. Hele kendim için kendime bulamadığım çözümlerden dolayı ne kadar kızdım bilemiyorum. Şu an için yapmam gereken tek şey uyumak. Kendimi uyutmaya gitme vaktim geldi. Siz de fazla geç olmadan kendinizi uyutunuz. Gerçi şu an ben uyumuyorsam, sizin uyuyor olmanız gerek. Neyse, sizler için erken uyumak çok sağlıklı bir yaşam şekli. Herkese iyi uykular...

8 yorum:

  1. İnsanin kendisiyle olan muhabbetini, samimi bir dille yazıya dökmüşsün.Bunu yaparken de kendini ve olayları sorgulamaktan geri kalmamışsın.Yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  2. Tanrım! Ne kadar da sağlıksız bir ruh. :)
    Evvela bahsetmeliyim ki, melâlden çok bi' gerilim havası soludum ben; öyle ki, ilk paragrafta bir gerilim müziği açıverdim eşlik etmesi için. Birkaç dakikayı birkaç yıla yayarcasına konuşmuşsun bizimle. Hülâsa bu eylem sefadan çok cefa imiş; ne varsa, kırılan ruhundan parmaklarına akseden.. Lûtfen yazmaya devam et, nefes almaya devam et..

    YanıtlaSil
  3. Beklediğin rüzgar eser umarım seni sahur vakti balkona çıkaran düşüncelerini alır götürür. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Güzel bir yazı olmuş. Başarılı. Kalemine sağlık, keyifle okudum.

    YanıtlaSil
  5. Herkese çok teşekkürler efendim :)

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Balkona çıkasın geldi:)

    YanıtlaSil
  8. Balkona çıkasım geldi.:)

    YanıtlaSil